Stratonikeia, Lagina ve Osman Hamdi Bey Konağı

Bu günler Bodrum’da olduğum için buraya epey yakın olan Stratonikeia ve Lagina‘yi ziyaret ettim. Epeydir görmek istediğim yerler listesindeydi ama yolumu denk getirememiştim. Bodrum’dan epey yakınlarmış. Sadece 80 kilometre.

Hali hazırda internette yer alan bilgilere ekleyecek pek bir şeyim yok. Örnegin şu yazı epey başarılı. Ben sadece kısa bir özet vereyim.

Stratonikeia’nın kuruluşu milattan önce üçüncü yüzyıla, Seleukos İmparatorluğu zamanına tarihleniyor. Seleukos İmparatorluğu, büyük İskender’in ölümünden sonra dörde bölünen Makedon imparatorluğunun parçalarından bir tanesi.

Bu kent pek farklı imparatorluklar altında varolmuş. Hatta öyle ki 1950’lere kadar burada insanlar yaşamışlar. Milattan önce üçüncü yüzyıldan, günümüze kadar yerleşim varmış diyebilir miyiz, orasından emin değilim. Sonuç olarak Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden yapılar iç içe geçmiş. Epey enteresan manzaralar var o yüzden.

Lagina ise Stratonikeia sehrinin dini alanlarından bir tanesi. Bir yol ile bağlıymış şehre. Bu dini alanın enteresan yani, Hekate‘ye adanmış bir tapınağın olması. Bu açıdan sanırım dünyada tek.

Evet başlayalım.

Stratonikeia

Buraya geliş epey kolay. Ana yoldan direkt girişi var. Navigasyon, Eskihisar köyüne girip onun içinden yol çiziyor. Ona gerek yok. Ana yolda iki yönde de kahverengi tabelayı göreceksiniz.

Giriş ücretsiz ancak bu durum değişecek gibi. Bir sürü inşaat vardi girişte. Yollar ve karşılama binası (belki bir müze?) gibi. Sanırım bunlar tamamlanınca şehir tam anlamıyla ziyarete hazır olacak. Bu antik kent zaten pek bilinmiyor ancak hikayesi ve kalıntıları kesinlikle görülmeye değer. Umarım bu inşaatlar bitince daha bir tanıtılır. Bir pazar günü şehri tek başıma gezdim. Başka ziyaretçi yoktu.

Antik kente girince sizi Şaban Ağa Cami ve yanındaki hamam karşılıyor. Burası aynı zamanda köy meydanı. Cami ve hamamın ilk olarak 14.-15. yüzyılda inşa edildiği ama 19.yy’da büyük tadilattan geçtiği bilgisi vardı.

Şaban Ağa Cami
Köy meydanı. Burada kahve ve bir şeyler satan dükkanlar var.

Meydanı geçince antik yapılara ulaşıyorsunuz. Tabi sizi böyle garip bir manzara karşılıyor. Antik kente ait sütunlu yol ve hemen yanında özel mülk olan bir ev.

Ev epey harap halde ancak yazılar yeni yazılmış gibi.
Sütunlu yol ve tuvaletlerin olduğu yer.
Roma hamamından sütunlu yol. Görünen evlerin hepsi özel mülk.

Antik tiyatro şehrin biraz dışında. 5-10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşıyorsunuz. Yol şöyle bir yol olunca tabi keyifli oluyor. Epey büyük arı kolonileri vardı. Ciddi gürültü yapacak kadar çoklardı yani. Tabi şehirli insana en ufak doğa olayı enteresan geliyor.

Bu yol antik tiyatroya gidiyor.
15 bin kisilik olduğu tahmin edilen antik tiyatro. Sag kısmı epey yıkık.

Farklı dönemlerden binalar bir arada olduğu için epey enteresan manzaralar var demiştim. Bu ev de sırtını Roma hamamına dayamış. Hatta duvarlarında işli bazı parçalar var. Bunlar antik kentteki diğer yapılardan alınmış diye yorumladım.

Genelde antik kentte yürümek bu fotoğraftaki gibi bir deneyim. Yere gömülü kalmış bir sütun, taş duvarlar, elektrik direği, arkada gözüken bir ev. Epey enteresan bir antik kent gezme deneyimi.

O kırmızı ev (Bılla evi) özel mülkmüş ve bakanlık tarafından restore edilmiş. Kapıları kapalıydı. Hala özel mülk mu yoksa kamulaştırılmış mı bir bilgi bulamadım.
İçinde telefon ve elektrik altyapısı olan antik kent… Her yerde bu elektrik/telefon kutuları var.
Sehir meclisi (bouleuterion) ve arkasındaki Bılla Evi.
Tahminen sütun parçaları ile yapılmış bir ev.

Eski zamanlarda şehir kapılarından biri buradaymış. Bu kapı, kutsal alan Lagina’dan gelenleri karşılayan kapıymış. Günümüzde de araç yoluna epey yakın bir konumda.

Klasik bir Stratonikeia manzarası. Çeşitli kalıntılar ve arkada terk edilmiş bir ev.
Diğer köy meydanı. Buradaki evler 1940’larda yapılmış. Elektrik kutusuna dikkat.

Şehrin bir de büyük bir spor merkezi var (gymnasium). Alandaki tabelalarda bunun bilinen en büyük gymnasium’lardan biri olduğu bilgisi vardi. Biraz şüpheli bir bilgi gibi geldi.

Yine kalıntılar ve arkada terk edilmiş evler…

Lagina

Lagina’ya ulaşım epey kolay. Yatağan’daki Turgut Mahallesine giderken Lagina tabelasını göreceksiniz. Ondan sonra 2-3 dakika dar bir dağ yolunda gittikten sonra alana varıyorsunuz.

Hekate’ye dair bilgiler. Internette azdır belki diye fotoğrafını cektim ama baya bilgi varmış zaten. Söylendiği kadar “gizemli” değilmiş.
Arkeolojik kazı ve açma nedir? Bunu özetleyen bir enstantane.

Stratonikeia’da Lagina’dan gelenleri karşılayan kapıyı görmüştük. Burası da Stratonikeia tarafından Lagina’ya gelenleri karşılayan kapı. Propylon.

Propylon.
Propylon.

Hemen Propylon’un yanında da Hekate Tapınağı kalıntıları var.

Hekate Tapınağı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlıği’nin sitesine gore bu ağaç 1500 yaşındaymış. Lagina’daki kazı evinin hemen karşısında bulunuyor.

Osman Hamdi Bey Konağı

Lagina kazılarını yapmış Osman Hamdi Bey’in iki sene boyunca kaldığı ev Turgut Mahallesinde bulunuyor. Ben de girip görmek istedim ancak (sanırım salgın sebebiyle) kapalıydı. Yine de not düşmek istedim. Stratonikeia ve Lagina’yı görecekseniz, üçüncü durak olarak burayı atlamayın.

Benim payıma kapalı kapının ardından bakmak ve A101’den dönüş yolu için su ve şeker almak düştü. O da güzeldi. İnsan bir daha ne zaman Turgut’a gelecek.